Antalya Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nun vahşice katledilmesi sonrası, okul arkadaşları ve hocaları 20 yıldır yayınlanan üniversite gazetesinin ilk sayfasını Azra’ya ayırdı. Haytaoğlu’nun hem arkadaşları hem de hocalarını duygularını dile getirerek “Hayallerin ve umutlarınla hatırlayacağız seni. Bazı yazıları kalemle, bazıları da gözyaşlarıyla yazılır. Acımız tarif edilemez” sözleri ile duygularını paylaştı.
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu, 28 Temmuz’da evden çıktıktan sonra kendisinden haber alınamadı. Telefonu da kapalı olan Haytaoğlu’na ulaşılamayınca Adana’dan gelen babası Mustafa Haytaoğlu kızını aramaya başladı, polise kayıp başvurusu yaptı. Sosyal medyadan da Azra’nın bulunması için çağrılar yapıldı.
ÇAPRAZ SORGUDA SUÇUNU İTİRAF ETTİ
Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Azra’nın cep telefonundan en son inşaat mühendisi ve emlak ofisi sahibi Mustafa Murat Ayhan ile görüştüğünü tespit etti. Cinayet masası ekipleri, Ayhan’ı çapraz sorguya aldı. Sorguda cinayeti işlediğini itiraf eden Ayhan, Varsak’taki ormanlık alanda Azra Gülendam Haytaoğlu’nu gömdüğü yeri ekiplere gösterdi. Cesedi gömüldüğü yerden çıkaran ekipler, bulunan parçaları otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna gönderdi. Mustafa Murat Ayhan ise tutuklandı.
ARKADAŞLARI ÇIKARTTIKLARI GAZETEYİ AZRA’YA ADADI
Haytaoğlu’nun katledilmesi, ailesi, arkadaşları ve üniversitedeki öğretmenlerini yasa boğdu. Okuduğu İletişim Fakültesi öğrencileri tarafından hazırlanan ve 20 yıldır yayımlanan Akdeniz İletişim Gazetesi’nin ağustos sayısının basımı ise Azra’nın ölüm haberiyle durduruldu. Basım aşamasında olan gazetenin ilk sayfası, arkadaşları ve hocalarının isteğiyle Azra’ya ayrıldı. Gazetenin bu sayısı da Azra’ya adandı.
“ACIMIZ TARİF EDİLEMEZ”
Azra’nın fotoğrafının yer aldığı sayfada Güldeste Demirtaş ve Altuğ Gömleksiz imzalı haberin girişinde, “Hayattan koparılan fakültemiz gazetecilik bölümü öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nu asla unutmayacağız. Hayallerinle, umutlarınla, yaşam doluluğunla hatırlayacağız seni. Kadın hakları için verdiğin mücadeleyle, mesleğine olan bağlılığın ve hep gülen yüzünle hatırlayacağız. Acımız tarif edilemez” sözleri yer aldı.
“TÜM KADINLARIN DAVASI ONUN DAVASIYDI”
Sınıf arkadaşı Aleyna Esmer, Haytaoğlu ile ilgili şunları yazdı:
“Azra hayatımda gördüğüm en hayat dolu insandı. Tüm kadınların sesi olmak için birçok yere üyeydi. Tüm kadınların davası onun davasıydı. Böylesine hayat dolu, hayattaki her güzel şeye değer veren, kendisine mükemmel bir gelecek vaat eden arkadaşımız melek oldu.”
DERGİ ÇIKARMAK İSTİYORMUŞ
En yakın arkadaşlarından Yusuf Kaplan ise yazısında, “Azra ile birlikte gençlik dergisi çıkartmak istediklerinden bahsederek, Hayat doluydu. Benim kardeşim yaşayan hiçbir canlıya zarar verebilecek bir insan değildi. Tanıştığımdan beri, Azra’yı sevmeyen, onun hakkında iyi düşünceleri bulunmayan birine denk gelmedim, çünkü herkesle iyi geçinir, herkese iyi niyetle yaklaşırdı” ifadelerini kullandı.
“HAYALLERİ OLAN GÜZELLER GÜZELİ BİR KIZDI”
Ceren Sümbül ise Azra’nın hayat enerjisinin çok yüksek ve her zaman gülümseyen biri olduğunu yazdı. Cansu Tetik de Azra’nın tercih döneminde kendisine yardımcı olduğunu belirterek, “Sevgi dolu, hayat dolu bir kızdı. Okuduğu bölümü ve okulunu çok seviyordu. Gazetecilik onun için bir meslek değil bir tutkuydu. Gencecik bir kızdı işte, hayalleri olan güzeller güzeli bir kızdı. Babası boşuna Gülendam ismini koymamış, keşke koruyabilseydik Gülendam’ı. Hayallerini gerçekleştirebilseydik” dedi.
HOCALARI DA ONU ANDI
İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nün Başkanı Doç. Dr. Murad Karaduman da bu olayın fakültedeki herkesi çok üzdüğünü belirterek, “Azra Gülendam Haytaoğlu tüm öğrencilerimiz gibi sevdiğimiz öğrencilerimizden biriydi. Haberi aldığımız andan itibaren olayla ilgili bilgi almaya çalıştık, ama maalesef sonunda acı haberi almış olduk. Fakültemiz 20’nci yılına girdi, bu süreçte yaşadığımız en acı olay. Bu olay hepimizi derinden sarstı. Canımızdan can gitti, fakültemizin bir parçası eksilmiş gibi hissediyoruz. Olayın kendisi zaten yeterince üzücü. Medyanın olayı ele alışı ve yansıtış biçimi de fakülte olarak bizi üzdü” dedi.
OKUMA SALONUNA AZRA’NIN İSMİ VERİLECEK
Öğrencilerinin yalnızca başarıları ve mutluluklarıyla haber olmasını istediklerini söyleyen Doç. Dr. Karaduman, Öğrencilerimize belli değerler katmak için buradayız. Biz öğrencilerimiz haber yapsınlar diye eğitiyoruz, haber olsun diye değil. Eğer haber oluyorlarsa da başarıları ve mutluluklarıyla haber olsunlar. Fakültemizin 20 yıllık Akdeniz İletişim Gazetesi isimli gazetemiz var. Aslında bu sayımızı bitirmiş ve baskı aşamasındaydık. Bu haberi aldıktan sonra baskıyı durdurduk ve yeni sayımızı Azra’ya adamak istedik. Azra’yı hiç unutmayacağız, diğer taraftan da bu gazeteyle yaşatacağız. Azra’nın isminin fakültemizdeki okuma salonuna verilmesi kararlaştırıldı. Bundan sonra Azra hep bizimle olacak. Ben burada olduğum sürece hiçbir öğrencimiz onu bilmeden onun mücadelesini bilmeden mezun olmayacak diye konuştu.
“BAZI YAZILAR KALEMLE BAZILARI GÖZYAŞLARIYLA YAZILIR”
Öğrencilerinin yaşadıkları sorunları kendileriyle paylaşmaları ve hep birlikte çözüm yolu arayabilecekleri konusunda çağrıda bulunan Doç. Dr. Karaduman, Azra çok insancıl ve arkadaş canlısı bir kişi olduğu için arkadaşları tarafından çok seviliyordu. Arkadaşlarıyla güçlü bağları vardı. Bu olay onları da derinden etkiledi. Zaten bu gazeteyi hazırlamada arkadaşları ön ayak oldu ve bütün bu aşamaları onlar anlatıp yazdı. Bazı yazılar kalemle, bazıları gözyaşlarıyla yazılır ve okunur. Gazetemizin bu sayısı gözyaşlarıyla da olsa arkadaşları tarafından onu yaşatmak için hazırlandı dedi.
Kaynak: DHA